27 Ekim 2016 Perşembe

uzun bir aradan sonra...

insanın tutkularının olması önemli bir şey

bunu söyleyen ben, anaokulunda aşık olmuştum, şimdi tir tir titreyerek uçağa binen ben, ilkokulda astronot olacaktım, ortaokulda hem basketçi, hem gazeteci, lise de kesinlikle idealist bir avukat, ara ara tasarımcı ve ressam, üniversitede devrimci, sonrasında hayat bana alakasız bir dolu şey getirdi...

sinema atölyesine gitmeye başlamadan çok önce senarist olmaya karar vermiştim. Aslında ilkokulda çizgi roman çalışmalarım olduğundan olabilir, kardeşime uyduruktan hikayeler anlatmamdan da belli, bir şeyler yazmayı da hep çok sevdim. Bastıramadığım bir roman yazdım ve dolu dolu kısa hikayeler ve bir dolu alakasız senaryo taslakları bulabilirsiniz evimde. Bana bir başlangıç ver ben sana hikayesini yazıyim kafasında biriyim, maksat drama yazmaksa eğer ben bu işin kralı(cinsiyetsiz kullanılmıştır)

Filmler, filmler... Zamanında çokça hayatımı kurtardıklarını söyleyebilirim. Ama insan sırf hayatını kurtardı diye birine aşık olmaz bence, aslında benim biraz geç fark ettiğim bir bağımız varmış, hain filmler hayatıma sinsice girdiler...

sonra bir gün türkçe altyazı sitesinde saçma sapan dolanırken bir kore dizisine rastlamıştım. Aslında Kim Ki Duk'dan mütevellit Kore sinemasını çılgın seven biri olarak, batı menşeli dizilerin ötesine geçmemiş bu bünye onu da bir denemeli dedim ve 8 ay sonra kendimi Kore'nin başkentinde Seul'de buldum... (konuyla ilgili detaylı yazı, komikli fotolarıyla sonra gelecektir)

Ölmeden önce Arjantin'e, Alaska'ya ve birine çok söz verdiğim için Yeni Zellanda'ya kesin gideceğim. Hatta o kadar çok gezeceğim ki, ölmeden önce görülecek yer de neredeyse kalmadı bee diye gülümseyeceğim...planım bu - ömür yeterse

Sonra ölmeden önce çok kitap okuyacağım, çok film izleyeceğim, üzerine konuşulacak o kadar çok konu olacak ki beynimde, insanlar bazen sussa da rahatlasak diye iç geçirecekler... dileğim

Bir de kitap bırakabilirsem geride çok şahane olacak. Ölmeden önce insanların onu okuduğunu görüp, yaptım lan diyeceğim

Konumuza dönelim, konu tutkular... Hani şöyle sistemin esareti altında ezilmeden, başkalarından gördüğümüz şeylere değil de kendi hayallerimize evrilelim isterim. 

Bu yıl çok ülke gezdim (bununla ilgili de detaylı yazı sonra gelecek) ve öyle görünüyor ki yıl bitmeden daha bir kaç ülkeyi daha göreceğim, bu çok heyecanlı. Hayat belki de bazen isteklerimize uymayı başarıyor. Bu kesinlikle karma  falan değil ama bence çok tatlı bir denk gelme hali. Yani şanslıyım.

Ben de uzun zamandır ara verdiğim bloguma az az bu gezi durumlarını yazmayı planlıyorum, hadi hayırlısı.

ve sevdiğim tüm herkese bolca gezmeler, gezerken de çok güzel şeyler görmeler diliyorum

öpüyorum

2 yorum:

  1. bence tutkulu olmak içsel bi durum ve çok fazla insanın sahip olmadığı bir duygu...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yoksa bu kadar çok kötü insan olur muydu etrafımızda :) doğru söylüyorsun...

      Sil