27 Haziran 2012 Çarşamba

Before the Tatil??

Al işte geldi çattı yaz tatili, biraz tuhaf bir tarafından ama neyse.
Hayal ediyorum işte şöyle, hayal etmediğim bir yere gitsem de, ayağımı kumlara uzattığımı, a pardon orada kum yok, böyle arkadaşlarla sevgiliyle falan bir kaç eğlence yaptığımı, a pardon ben dalmayı daha bilmiyorum, işte ne biliyim feribota binmeden güzel bir araba yolculuğu, tabi ki eskihisar-feribot hattı beni bekliyor, ve otobüsle korkusuz dönmeyi falan derken Dalamandan alınan uçak bileti.. Yok sen istersen günü birlik Meis adasına uğrarsınlar, adamın kafasını kırasın geliyor da işte ben bunca sıkıntının ve daralmanın içinden üjbej iyi bir şey çıkarmayı umuyorum. 
Bir keresinde en sevdiğim kuzinem benimle geliyor. Artı bir, canım kuzum Aslım var...İskeleden denize girmeye, ayağıma taş değmesine gıcık kapıyorum ama birinin dediği kadarıyla ülkenin en güzel mojitosu orada yapılıyormuşmuş.. Beyrut'tan sonra onu da deneyelim. İşte ne biliyim bir günlük şu keşif dalışına bir katılak da görek diyorum. HAni ben kmlerce yukarılara çıkmakla anksiyete geçiren ben belki onar metre aşağılarda vurgun yemem diyorum, diyorum da bazıları vurgun yersin sen, sünger avcısı diyor, benimle dalga geçiyor:) Göreceğiz. Off işte dört sene sonra ilk defa yurtiçinde bir tatile mi gidiyorum ne? Biraz heyecan ve gerginlik var üzerimde. Bir de ilk tatil sevgiliyle başbaşa olabilirdi, ama olmaya da bilirdi, sağolsun bazı güzel arkadaşlar beni daha çok eğlenebileceğime ikna ettiler bile! (Çaktırmayın onlar öyle sanıyor:))) 
En güzel deniz Çeşme'de diyen de var, Kaş'a canla başla inanan da. Bana Kaşçılar daha çok yalan söylüyor gibi gelse de, şimdilik sesimi çıkarmıyorum. 
Turkuaz rengi bir deniz hayal ediyorum. Çok mu hayal ediyorum?
Böyle sevdiğimden bir roman alacağım yanıma, bir de sevdiğim şarkılardan yeni bir playlist hazırladım. Küçük bir sehpadan bozma tabureye fitim, şezlongumun yanında, üzerinde buz gibi biram olsun, iki üç satırda bir şöyle soğuk soğuk içiyim, elim bazen yandaki şezlongda uzanan adama uzansın, onun elini tutayım üç saniye, sonra kitaba devam.. Biraz ara verdiğimde iki sohbet muhabbet, kızlar erkekler şöylece bir soğuk sulara dalıveririz, fena mı olur işte, onca sıcağın üstüne az serinlik..Miss..
Akşam eve alınan tutulan balıklardan rakı sofrası, sonra hiç gitmediğim ama şimdiden duymaya alıştığım Mavi bar. Umarım adını yanlış hatırlamıyorumdur. İşte bir de şu ünlü mojitoyu yapan yer var. Tekne turları falan derken, ben zıpkın gibi mindere yapışmamayı düşünüyorum (umarım) engin denizi falan izleyip belki yeni dersler çıkarırım kendime ha? Hiiç sanmıyorum ama neyse. Bir de zıpkına mızrak deyip duruyorum, mızrakla balık tutulacakmış gibi, bir savaşa gidiyor halim var, millet gülüyor. Tatil işte ya, biri bana durmadan, kavga etmek yok, gerilmek yok, bak işte tatile çıkıyoruz bebeem her şey çok güzel olacak diyor.. Bende tabi tabi diyorum. Kaşa gidiyorum. Haydi hayırlısı. Elimde mızrağım..
Ben sünger avcısı
Scotch Bride'ım..