26 Eylül 2013 Perşembe

terelelli

Zerzevatçı dükkanından hayvan beğenmeye benzemiyor bence.
Ancak satın alıyorsun tabii.
Onu.
Seçiyorsun, elinle yokluyorsun böyle karpuz gibi. Ne kadar kelek ne kadar sulu bilemeden.
Sonucu sürpriz.
İadesi genelde yok.
Ya kesin bir hayal kırıklığı ya kesin pembe mutlu son.
Grinin elli tonu falan yalan.
Balık baştan kokar sözü genel çerçevede doğru.
Sen ne kadar kandırılmayı tercih edersen o kadar kanıyorsun.
Yoksa kozlar baştan açık.
Tuhaf bakışların hakim olduğu poker masası değil bu.
Ama yine de elindekinin ya hepsini uzatacaksın kazanmak için ya arkana yaslanacaksın.
Seçim yine senin.
Düzeltme şansın yok.
Şöyle ki, beğenmediğin bir şeyi silip tekrar çizemezsin.
Tuval misali karakalem çalakalem işi değil yani.
Çizdiğin orada kalıyor.
Düzeltmek için üzerine bir çizik daha, olmadı bir tane daha.
Al sana bulamaç.
O yüzden yapabilirsen biraz cimri davranacaksın.
Hafif çizikler atacaksın,
atacaksın ki, izini az belli etsin.
Karda yürüyüp izini belli etmeyen değilsin sen.
Ne de o.
O yüzden tilkiliğe soyunmayacaksın.
Yoksa elde avuçta sıfır ile dımdızlak bakakalırsın valla.
Bak yeminle diyorum.
En güzelini de yaşamak senin hakkın
En kötüsünü de.
Hangisindeysen, relaks
İyi taraftaysan keyfine bakacaksın
Kötüyse, rahvan gitsin
Tabii yapabilene aşk olsun ;)

16 Eylül 2013 Pazartesi

pavlov'un başganı

Hem geniş yer kaplıyor hem de adeta helyum kadar hafif.
Kelimenin tam manasıyla tam bir fuzuli kendisi. Şair olmayınından hani.
İçerik sıfır. Entellektüel karşılığı niteliksiz. Nicelik de sıfır, ama hızlı takipçi toplama becerisi var.
Sanki pavlovun köpeği misali atılmış ön safa. Sen  durmadan havla, biz duracağın zamanı biliriz, diyorlar sanırım. Bu da elindeki tüm saçmalıkları hiç sakınmadan belli aralıklarla saçmalıyor. Bu konuda oldukça cömert bildiğiniz üzere. Her konuda olduğu gibi. Kötü olan her konuda tabii ki.
İftiracı ve hain olduğu bakışından belli. İlk okul yaşlarında olsan anlarsın. Yolda giderken sana şeker uzatsa almaman gereken amcalardan görüntüsü. Hiç de abartı değil. Fotoğraf sanatçılarının, kötülüğü tek bir bakışla insanan gözünde görmek gibi bir becerisi var. Ben de yok. Düşünün, o derece belli.
E biraz da amerikan filmlerinin etkisi, onun abisinin, babasının  veya babası diye allahının gösterdiği yerden çıkan filmler.
Ben de çakıyorum okyanuslar ötesine bin selam.
Bazı mallıklar sonradan kazanılır. Piramitin üstündeki değerler misali. Bazıları da tamamen genetik. Bununki gibi. Sonradan olması imkansız, sıfatsız bir bilmem ne kendisi.
Aslında bu kadar ciddiye alınacak bir tarafı da yok. Sülale boyu rezillikleri kendi yetkileri altındaki burjuva basında bile yankılandı. Yolsuzluğunun bini bir para. O derece ucuz dalkavukluğu.
Tuhaf çekimlerle birleştirdiği video görüntüleri, satışa hazır emlakçı edasında düzenlenmiş çalışma masası, her konuda durmadan beyan ettiği kötü fikirleri bir de o pis kısık gözleri, ince dudakları vs. derken genelde insanda bir mide bulantısı etkisi.
Tüm politikasını Gezi düşmanlığı üzerinden yürüten bir başgan kendisi. Sosyal medya şarlatanı. Bir insanın onu insan diye her hangi bir koltuğa koyması mümkün değil. Genelde en çok kapı önündeki küçük kulube uygun görünür. Ama alıp koymuşlar işte. Buradan tümevarımla hepsinin zikri bir. Durmadan elindeki ‘büyük ispatlarla’ elindeki ‘önemli belgelerle’ ve ‘ kayıtlarla’ bir hayvan pornocusu misali pazarlıyor kendini. İyi de yapıyor hani işini. Yok yok, yaka kartında yazan işini değil, pornocoluğu. Tüm milletin canlı canlı beynini seven, hem de bu kadar çok sıklıkla seven bir başganın başarısından bahsediyorum tabii ki.
Benden sabah bulantısı, sabah kusması bu kadar.
Yareppim diyorum tabii ben de. Yareppim, ayağının altında paspas olayım. Şu belayı al başımızdan. Dinimiz amin. Tü tü tü.