Türkiye'de idam cezası resmi olarak 2004 yılında tüm suçlar kapsamında kaldırılmıştır.
Türkiye'de 1984 yılına kadar meclisin onaylayarak infaz ettiği toplam idam cezası; 712.
Bunların 15 tanesi kadın hükümlüdür.
İdam edilen kadın hükümlülerin hikayelerini okuyabilirsiniz *
Asıl enteresan olan ise, bugün Özgecan Aslan'ın katliamı üzerinden yükselen idam savunuculuğudur. Küçük bir araştırma sonucunda edindiğim bilgiye göre,
Türkiye'de tecavüz suçu kapsamında idam edilen kişi sayısı 4'tür
Biraz daha altını çizmek gerekirse, Meclisin açıldığı 1920 yılından, idamın resmi olarak kaldırıldığı 2004 yılına kadar "toplumun ıslah edilmesi veya suçun bertaraf edilmesi" maksadıyla tecavüz suçundan idam edilmiş kişi sayısı 4 .
Biraz daha altını çizmek gerekirse, Meclisin açıldığı 1920 yılından, idamın resmi olarak kaldırıldığı 2004 yılına kadar "toplumun ıslah edilmesi veya suçun bertaraf edilmesi" maksadıyla tecavüz suçundan idam edilmiş kişi sayısı 4 .
- Ednan Kavaklı - infaz 1982 (16 yaşında bir erkek çocuğa tecavüz ve boğarak öldürdü)
- Hüseyin Çaylı - infaz 1983 (tecavüz ettiği çocuğun başını taşla ezerek öldürdü)
- Osman Demiroğlu - infaz 1983 (12 yaşında bir kız çocuğuna tecavüz ederek öldürdü)
- Şener Yiğit - infaz 1983 (Avusturya büyük elçisinin eşine ve kızına tecavüz edemediği için av tüfeği ile öldürdü) (1)
Türkiye'deki infaz edilen toplam idam cezalarının büyük çoğunluğu
siyasi kapsamdadır. 712 sayısı burada yalnızca meclisin onayından geçerek resmi kayıtlara girmiş infaz sayısıdır. Bunun dışında Türkiye'de yalnızca İstiklal mahkemelerinin infaz ettiği toplam 1500-2000 arası idam olduğu tahmin edilmektedir.
Caydırıcı olduğu iddia edilen bu cezanın on yıl önce kalktığı bu topraklarda, ortalama yılda 15 bin tecavüz davası açılıyor.
Genel olarak:
siyasi kapsamdadır. 712 sayısı burada yalnızca meclisin onayından geçerek resmi kayıtlara girmiş infaz sayısıdır. Bunun dışında Türkiye'de yalnızca İstiklal mahkemelerinin infaz ettiği toplam 1500-2000 arası idam olduğu tahmin edilmektedir.
Caydırıcı olduğu iddia edilen bu cezanın on yıl önce kalktığı bu topraklarda, ortalama yılda 15 bin tecavüz davası açılıyor.
Genel olarak:
- Her 5 kadından 1'i hayatının bir noktasında tecavüz veya tecavüze teşebbüs kurbanı oluyor. ABD'de bu sayı 4'e düşmektedir.
- Dünya kadın nüfusunun %10'u hayatlarının bir noktasında tecavüze maruz kalıyor.
- Dünya çapında tecavüz kurbanlarının %10'unu erkekler oluşturuyor
- Her kız çocuktan biri ve her erkek çocuktan biri 18 yaşına gelmeden cinsel istismar veya tecavüzle karşılaşıyor.
- Tecavüz kurbanlarının %70'i tecavüzcüyü tanıyor.
- Tecavüze uğrayan kadınların %54'ü bunu 18 yaşına gelmeden yaşıyor
- Güney Afrika'da her gün 147 kadın tecavüze uğramaktadır.
- Fransa'da her yıl 25.000 kadın tecavüze uğramaktadır.
- ABD'de her 90 saniyede bir kadın tecavüze uğramaktadır
- Türkiye'de kadınların %35.6'sı bazen, %16.3'ü sık sık aile içi tecavüze uğruyor.
- Türkiye'de her 4 saatte bir tecavüz veya tecavüze yeltenme suçu işlenmektedir. (2)
Uluslararası Af Örgütünün verilerine göre 2012 yılında dünya çapında 1923 idam cezası verildi.
2013 yılında toplam 22 ülkede en az 778 kişi infaz edildi.
İdam cezasının en fazla uygulandığı ülkeler:
2013 yılında toplam 22 ülkede en az 778 kişi infaz edildi.
İdam cezasının en fazla uygulandığı ülkeler:
- Çin (tek başına tüm dünya ülkelerindeki sayıyı aşıyor)
- ABD
- Pakistan
- Afganistan
- Hindistan
- Ortadoğu
- Arap Yarımadası ülkeleri
- Afrika ülkeleri
Woman Stats Project 2011 rakamlarına göre tecavüzün en yaygın olduğu ülkeler birinci grup:
İkinci Grupta, Çin ve niyahet üçüncü grupta Amerika yer alıyor (3)
- Afganistan
- Hindistan
- Pakistan
- Suudi Arabistan
- Yemen
- Irak
- Suriye
- İran
- Ürdün
- Diğer Afrika Ülkeleri
İkinci Grupta, Çin ve niyahet üçüncü grupta Amerika yer alıyor (3)
Dipnot olarak Yöntemler ve Suçlar:
2013'te uygulanan yöntemler arasında başını kesme, elektrikli sandalye ile infaz, kurşuna dizme, asma ve zehirli iğne ile infaz bulunuyordu. İran, Kuzey Kore, Suudi Arabistan ve Somali'de halka açık infazlar gerçekleşti.
İnsanlar hırsızlık, uyuşturucu ile ilgili suçlar ve ekonomik suçlar gibi öldürücü olmayan suçlar sebebiyle ölüm cezası aldı. Bunun yanı sıra "zina" ya da "dine hakaret" gibi aslında hiç suç olmaması gereken eylemler sebebiyle de ölüm cezası verildi. Çoğu ülke muğlak bir şekilde tanımlanmış siyasi "suçları", gerçek ya da öyle algılanan muhalifleri infaz etmek için kullandı. (4)
TDK'ya göre İdam: Bir suça karşılık gelen ve kişinin ölümüyle sonuçlanan ceza.
Vikipedi'ye göre İdam: Bir Devletin suçun karşılığı olarak mahkumun hayatına son vermesidir.
Aslında çok basit manada devletin kendi eliyle işlediği cinayetten başka bir şey değildir. Ve evet kısasa kısastır. Devletin kendi gücünü kullanarak aldığı intikamdır. Devlet terörüdür, tüm yasal haklarını kullanarak eyleme geçirebildiği için sınırları belli değildir. Görece ve çıkara göre yorumlanma ve infaz edilme ihtimali her zaman çok yüksektir. İstatistiksel olarak da bu ispatlanmıştır. Ancak asıl mesele tüm bu orman kanunları protestosu veya insanlık suçu çığlıkları bir yana, bir kerelik bile olsa yanılma payıdır. Bu yanılma payının telafi edilemez oluşudur. Ve en korkunç tarafı da bunun devlet tarafından yapılıyor olmasıdır. Resme bir adım geri gidip baktığımız zaman gördüğümüz tablo, bir araya gelmiş bazı seçilmişlerin toplanarak birinin hayatına son verme hakkını kendinde bulması veya bizim o kuruma bu hakkı vermiş olmamız.
Ve devlet asla ceza almayacaktır.
Örnekleme:
Şimdi size 17 yaşında idam edilen Erdal Eren'den veya tarihin karanlık bir köşesinde kalan Socrates'ten bahsetmeyeceğim.
Siyasi erk, kendi varlığını devam ettirmek için, kendi gibi olmayanı yok etmeye yönelik, bu uygulamayı hayata geçirmiştir.
Farklı olarak aşağıda 2 adli vakadan gidersek;
George Stinney, ABD'de 14 yaşında, iki beyaz kız çocuğunu öldürmek suçundan, iki buçuk
saat süren! mahkeme sonucunda suçlu bulunup, elektrikli sandalyeyle idam edilen siyahi çocuk.
Ölümünden 70 yıl sonra suçsuzluğu ispatlanmıştır.
Huugjilt, İç Moğalistan Özerk Bölgesinde 1996'da umumi bir tuvalette bir kadına tecavüz edip onu öldürmek suçuyla idam edilmiş 18 yaşındaki genç. Yıllar sonra gerçek katilin itirafı ile suçsuzluğu gün yüzüne çıkmış.
Tüm deliller kişinin suçlu olduğu yönünde olsa bile, 'yüzde' küçük bir ihtimal siyasi erki, telafi edilemez bir karar vermekten alıkoymak zorundadır. Ayrıca bu kesinlikle istisnalar kuralı ile de meşrulaştırılamaz. Çünkü buradaki istisna, 1 kişinin hayatıdır.
Son günlerde yaşananlar ışığında yükselen çığlıkların özellikle tecavüz suçu kapsamında 'hadım etme' 'idam etme' olarak sahneye çıktığını görüyoruz.
Burada da unutmamamız gereken şey, tecavüzü ve işkenceyi kendi varlığının temelinde meşrulaştırmış bir sistemin, devletin bunu, kendi işlediği suçu ortadan kaldırması için ceza olarak kullanmasından daha komik ve acıklı bir talep yoktur.
Meali; tecavüzcü bir erkten tecavüzü en ağır şekilde cezalandırmasını bekliyoruz!
Yine aynı şekilde bu ülke cezaevlerinde, hem erkek hem kadın tutukluların yaşadıkları her türlü işkence ve tecavüz suçundan bahsetmeyeceğim
Ancak ıslah evleri ve çocuk esirgeme kurumu içinde yaşananları sorgulayabiliriz sanırım.
Devlet yetkililerinin bu suç kapsamında aldıkları cezalara da küçük bir araştırma sonucunda kolaylıkla ulaşabilirsiniz.
Ek: Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, dünyada 1-14 yaş arası 40 milyon çocuk istismar ve ihmale uğramakta.
Tecavüzün suç kapsamına girebilmesi için "çocuklarınıza çığlık atmayı öğretin" diyen bu devletin adalet bakanının bakış açısı, evrensel insanlık değerlerine ne kadar yakın olabilirse eğer, herhangi bir suç kapsamında idamı savunmak da o derece yakındır.
Cezanın caydırıcılığı; korkunçluğu veya vahşiliği veya şiddeti ile doğru orantıda olsaydı sanırım özellikle Orta Çağ'da bin bir türlü işkence yönteminin meşru olarak kullanıldığı dönemlerde her türlü suçun ortadan kalkması beklenirdi.
Belki başka bir noktadan bakabilirsek, suç oranının düşmesi için konsantrasyonu olan, birikimli, bilim ve sanatla uğraşan, eğitimli insanlar nesiller yetiştirmemiz gerekebilir.
Tabii ki bu eğitimli insanların suç işlemeyeceği anlamına gelmeyecektir ancak, bunun istatistiksel olarak suç oranını düşüreceği aşikar.
Gerçek bir toplumsal utanç ile biten N.Ç davasından, Özgecan'ın vahşice katline, Pozantı Cezaevinde yaşananlardan, Gebze'de cesedi bulunan İtalyan sanatçı Pippa Bacca'ya, 17 yaşında, Erzurumda bir parkta tecavüze uğrayan zihinsel engelli C.Y'den, 8 çocuk tarafından tecavüz edilen 2 bebeğe, sosyo-ekonomik güçleri olmasına rağmen tecavüze/tacize uğradıklarını uzun yıllar konuşamayan "bağımsız" kadınlardan, evde kocalarından, babalarından, abilerinden şiddet görenlere, cinsel tercihlerinden dolayı hem fiziksel hem sözel şiddete sistematik olarak maruz kalan erkeklerin, kadınların ve çocukların vebali yalnızca bu sekter, köktenci ve faşist devletin boynunadır.
Bunu unutmamak lazım.
İdama Hayır.
Zaman bu suçu körükleyen ve kendi nezdinde işleyen anlayışla ve gericilikle mücadele etme zamanı.
(2) http://rapeofpersephone.blogspot.com.tr/2008/05/istatistikler-genellikle-su-oranlarn.html
(3) http://www.sozcu.com.tr/2015/gundem/idam-cezasi-care-olabilir-mi-744714/
(4) http://www.amnesty.org.tr/icerik/8/1279/2013
(3) http://www.sozcu.com.tr/2015/gundem/idam-cezasi-care-olabilir-mi-744714/
(4) http://www.amnesty.org.tr/icerik/8/1279/2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder