21 Nisan 2013 Pazar

su tedavisi

'Dünyanın tüm sularını bile getirsen, hiçbir şey değiştiremezsin' dedi. Hastalığı onunla tedavi edebilirdi, bir tas su daha döküldü kafasının üzerinden.
O, su tedavisine inanmıyordu.
Onu suya yolla, suda iyileşecek dedi.
İnce sazdan yapılmış bir salın üstünde. Sırt üstü uzandı. Suda ilerledikçe, ne ses kaldı, ne renk vardı.
Kulağını verdi. Kaybolmuşluğunu bozacak bir ses aradı. Su sesini. Hayat onu oraya çağırıyordu.

Yağmur yağıyor. Hiçbir damlası birbirine değmeden. Şimdi yağmur yıkıyor sokakları. Üzerlerinde düne ait eskimiş, karanlık ne varsa.. ızgaralardan aşağıya, belki bir daha yukarı çıkmamaları koşuluyla, ta en aşağılara taşıyacak onları, yağmur suyu.

Bugün pazar. Bundan mütevellit kararlardayım.
Ve ben bugüne, eskide ruhumu marazlayan, ve canımı yakan ne varsa geride bırakma sözüyle başlıyorum.
Şansıma yağmur yağıyor.
Eski bir filmin bir sahnesinde, tozlanmış bir kitap sayfasında gördüklerimi hatırlıyorum.
Suya git.
O seni tedavi eder diye fısıldıyor ses..




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder