Yapılan araştırmalar tartışmasız her kültürden insan ile yapılan anket vb. çalışmalar sonrasında ortaya koymuştur ki, en ilkel kabileden, en gelişmiş kültürlere güzelliğin bir nolu maddesi: Simetri'imiş. Çok önceden izlediğim yine buna benzer bir programda, bilgisayar ortamında, dünyanın en güzel uzuvlarını bir araya getirerek bir canavar yaratabiliyorlardı (orantısızlık). Ve dün insanlara ekranda kendi resimleri gösterildiğinde, yine beğendikleri, photoshop ile düzeltilmiş simetrik halleri oldu. Bir de 0-12 aylık bebekleri bir odada yere oturttuklarını ve önlerinde iki kişinin resmini sabitlediklerini hatırlıyorum. Biri çok güzel bir kadın fotoğrafı,biri de daha çirkin bir kadın. Hemen hemen bebeklerin büyük çoğunluğu, emekleyerek gidip güzel olan fotoğrafın karşısında oturuyor ve ona bakma eğiliminde bulunuyor. Bu tabii gözün ilk tepkisi, ancak biriyle ilgili mantıklı bir çıkarıma varmak için bir kaç saniyeden daha fazlasına ihtiyacı olduğunu yaşla birlikte öğrenen biz olgunların da aynı ön yargı içinde olması biraz komik, biraz da ne kadar gelişmemiş organizmalar olduğumuzun ispatı değil mi dersiniz? Mankenlik ajanslarının belli kriterlerin dogmatik uygulayıcısı olması, güzellikle ilgili belirli kalıpların dışına çıkılmaması, çıkıldığı takdirde dışlanılması, güzellik algısının bile bir nevi tektipleştirilmesi anlamına gelmiyor mu sizce de? Estetik cerrahideki bu devrimsel yükseliş, kozmatik ürünlerinin tüm bilinen zararlarına rağmen vazgeçilmez hale gelmesi, zayıflama merkezleri, diyetisyenler.. derken herkesin birbirine benzemek istediği, herkesin ötekileşmediği(çirkin) ve belirli standartlara (simetriye) uymaya çalıştığı bir zamandan bahsediyoruz. Asıl acıklı olan ise bu, tamamen demografik olarak asıl azınlıkların hakimiyetiyle ilgili. Yani azınlıklara dönüşmeye, benzemeye çalışan yığınların hikayesi olmuş durumda.
Buna karşıt olarak İngiltere'de emsali bulunmayan bir ajanstan bahsetmeden geçemeyeceğim. 'Ugly Models Agency' . Dikkat çekecek kadar çirkin ve tuhaf görünen herkes bu ajansa kaydolabiliyor. Vücudunuzdaki yüzlerce piercing, tüm vücudunuzu kaplayan dövmeleriniz, yüzlerce kilonuz, dişsiz ağzınız, kel kafanız, kanca burun, kepçe kulak, benli suratınız, aşırı uzun veya kısa olmanız...hepsi bir avantaja dönüşüyor bu ajansta. Dünyanın en büyük karakter oyuncularının da bu ajanstan çıkabildiğini düşündüğünüzde gerçekten "çirkinlik" biraz da olsa anlam değiştiriyor, ne dersiniz? Ancak yine de yaklaşık 15 yıldır ajansa bağlı modellik yapan yaklaşık 200 kiloluk bir kadın, kendine sorulduğu zaman modellik yaptığını söyleyemiyor, veya ağzının içinde az sayıda dişi olan, çirkin kral da aynı şekilde, bir temizlikçi olduğumu söylediğimde daha kolay inanıyorlar bana diyor. Acıklı.
Ki toplum iyi insan olma sınırlarını çizerken iki yüzlü biçimde insanın yüreğine bakmamız gerektiğini öğretiyor bize. Yalan mı? Ancak yine de öğrenilmiş görgüsüzlük ve gaddarlık ve farklıdan kaçma/korkma/dışlama/beğenmeme durumu bize bu sahte bilgiyi yalanlama şansını da sunuyor. Böylelikle toplumun öğretisinin karşısında durarak, toplumun azınlığı olan güzele benzeme çabamız ile ironik bir biçimde çoğunluklaşıyoruz.
Ben ajansın kendi sloganıyla bitirmek istiyorum:
We like our women fat and our men geeky, we like the extremely tall and the shockingly small. No one is too abstract for our books! We are Ugly. And we are the leaders in character modelling.
Ayrıca merak edenler için:
http://www.ugly.org/UGLY-MODELS/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder