27 Ocak 2013 Pazar

Laurence Anyways

-Seninle ilk tanıştığımız zaman çok farklı birşey yaşayacağımı biliyordum zaten..

Fred, Laurence ile tanışıyor ve aşık oluyorlar. Laurence ona kendiyle ilgili gerçeği ilk gün söylemek üzereymiş halbuki, vazgeçmiş. Biz filmin sonuna gelmeden bunu bilmiyoruz.
Laurence'ın hep bir yalanın parçası olduğunu ve gerçek manada mutlu olmadığını bilmiyoruz. Biz hep kahkaha aralıklarında gerçek bir aşkın fotoğrafını izliyoruz. Keza aşk zaten gerçek. 
Ta ki Laurence öleceğini fark edene kadar. Biraz daha o yalanla yaşamaya devam edemiyor artık.
Bu beden, bu penis, bunlar diyor vücudunu göstererek, bunlar bana ait değil, bir kadın olmalıymışım. Hep öyle hissettim.. diyor. 
Ve Fred, onun karısı, yavaş yavaş kadına dönüşen kocasıyla bir brunch sahnesinde, kendilerini sorgulayan yaşlı garsona bağırıyor
-Kocana hiç peruk almak zorunda kaldın mı? diye
Laurence ve Fred'in on yıl süren inişli çıkışlı hikayesi. Bitmeyen aşkları ve rağmenleri ve yenilgileri, yengileri belki. 168 dakikalık bir yaşam kesiti. 
Sokakta yapraklar uçuşuyor, bir kapı açılıyor, biri kapanıyor. Ama belki dediği gibi. O gerçekte olduğu şeyden asla pişman değil. Artık bir yalanla yaşayamazdı çünkü. Peki ya aşk. Gerçekten hayatı boyunca sevdiği tek kadını kaybetmesine değmiş miydi?
Çok romantik. 

http://www.imdb.com/title/tt1650048/?ref_=fn_al_tt_1

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder