14 Kasım 2012 Çarşamba

64

1996- 12
2000- 122..
2012- Bugün 64.gün

















Yaşamaya Dair:

Yaşamak şakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın, bir sincap gibi mesela
Yani yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden, yani bütün işin gücün yaşamak olacak.
Yaşamayı ciddiye alacaksın, yani o derecede, öylesine ki,
Mesela, kolların bağlı arkadan,sırtın duvarda, yahut kocaman gözlüklerin,
Beyaz gömleğinle bir laboratuvarda, insanlar için ölebileceksin,
hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken
hem de en güzel en gerçek şeyin, yaşamak olduğunu bildiğin halde.
Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin, hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
ölmekten kortuğun halde ölüme inanmadığın için, yaşamak yani ağır bastığından (1947)

Diyelim ki, ağır ameliyatlık hastayız,
yani beyaz masadan bir daha kalkmamak ihtimali de var.
Duymamak mümkün değilse de biraz erken gitmenin kederini
biz yine de güleceğiz anlatılan Bektaşi fıkrasına,
hava yağmurlu mu, diye bakacağız pencereden,
yahut da sabırsızlıkla bekleyeceğiz, en son ajans haberlerini.
Diyelim ki, dövüşülmeye değer bir şeyler için, diyelim ki cephedeyiz.
Daha orada ilk hücumda, daha o gün
yüzükoyun kapaklanıp ölmek de mümkün.
Tuhaf bir hınçla bileceğiz bunu, fakat yine de çıldırasıya merak edeceğiz
belki yıllarca sürecek olan savaşın sonunu.
Diyelim ki hapisteyiz,
yaşımız da elliye yakın, daha on sekiz sene olsun açılmasına demir kapının.
Yine de dışarıyla birlikte yaşayacağız, insanları, hayvanları, kavgası ve rüzgarıyla
yani duvarın ardındaki dışarıyla.
Yani nasıl ve nerede olursak olalım
hiç ölünmeyecekmiş gibi yaşanacak..

N.H

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder