25 Ocak 2015 Pazar

2014 sineması ve listelerim


Biraz gecikmeli de olsa 2014 filmleri ve bazı görüşlerim..
Özellikle hayal kırıklığı bölümündeki filmlere, dakikanızı bile ayırmayabilirsiniz.
Ama kaçırılmaması gerekenleri muhakkak tamamlamanızı öneririm.
Bu sene benim için en büyük film Interstellar'dı. Onun dışında yanına yıldız koyduklarım da sinema tarihinde hak ettiği yeri alacağına inandığım olağanüstü yapımlar.
5 üzerinden bir puanlama yaptım. Aşağıda görebilirsiniz. Bütün 5 ve 4 leri izleyebilmeniz umuduyla :) Çünkü sinema adına bu kadar zengin bir yıldan sonra açıkçası 2015 için ben o kadar umutlu değilim.. sevgiler..

**Atladığım dolu film için şimdiden kusura bakmayın..

Kaçırılmaması gereken, ortalama üstü, iyi filmler Kategorisi (kafama göre puanladım)



(top)

 Bilimkurgu/Drama : Bilimin artık önemini yitirdiği bilinmeyen bir gelecekte, insan nesli  tükenmeye yüz tutmuştur. Başka bir zamanda ve boyutta insan hayatının devam etmesi mümkün mü? (hızlandırılmış yazı)




Dram: Lenny Abrahamson, İrlandalı yönetmen, üniversite eğitimini fizik ve felsefe üzerine yapmasının yan etkilerini filmde açık şekilde görülüyor. Hiç beklenmedik kadar başarılı olan film, hikayesini hayatta hiçbir şey olamamış müzik sevdalısı Jon ile, Jon'un istediği her şeye sahip olan olağanüstü yetenekli Frank üzerine kuruyor. Doğaçlama müzik yapan grubun tüm üyeleri şahsına münhasır tuhaf tipler. Frank kafasına taktığı maskeyi asla çıkarmıyor ve hiçbir mimiğini görmememize rağmen insanlarla o kadar kolay iletişim kurması, müzik yaratma dehası izleyiciyi asla şaşırtmıyor. Müziklerini en fazla bir kaç kişiye ulaştırabildikleri hizbe barlarda çıkan grubun varolma hikayesi. Ama bu varolma, hiç de bizim beklediğimiz gibi sonuçlanmıyor. Tam bir klasik olacağına eminim. Bu sene izlediğim en iyilerden.


Drama/Müzik; Genç yönetmen Damien Chazelle, finansal destek bulamadığı için kısa film olarak çektiği Whiplash'le bir çok ödül kazanınca, finanse edilir ve sonunda uzun metrajını çeker. Toplam 19 gün sürer çekimleri ve başrol oyuncusu (yalnızca kendi şahsına bir yazı konusu bence) Miles Teller 15 yaşından beri bateri çalmasının üstüne, haftalarca bateri dersi almaya devam eder, ve final performansı aralıksız 9 dakika sürer. Kelimeler kifayetsiz kaldı. J.K. Simmons'un olağanüstü performansı ve bu arada zaten gençliğinden beri piyano çalmasına rağmen onun da ek ders alması filmin yüzüne çok güzel yansır... Bir müzik sevdalısının varolma savaşı. Senenin kesinlikle en iyilerinden.


Drama: Yönetmen Richard Linklater'ın çekimleri 12 yıl süren filminde, merkezinde Mason ve sonrasında annesi ve ablasının hikayesi. Çocukluktan ergenliğe geçiş. Hayat o kadar da heyecanlı ve aksiyonlu olmayabilir. İzleyiciye, başkalarının hayatlarından gerçekçi bir kesit vermeyi planlıyor. Ortalama bir ailenin ortalama bir hikayesini enfes biçimde yansıtmış kanımca. Büyük sözler yok, Alınacak ders de, çok samimi, sıcacık bir empati filmi diyebiliriz. Çok ödül aldı, daha da alacak gibi. Her şey bir yana, Yalnızca çekim tekniği bile çok cesur bir iş olduğunun işareti.










Politik/Drama: Ülkemizde Özgürlük Dansı olarak çevrilmiş bir Ken Loach filmi. Komünist Aktivist Jimmy Gralton'un yalnızca düşüncelerinden dolayı ülkesinden sürülmesinin, bir süre sonra 1932 yılında İrlanda'ya geri dönmesinin ve tekrar muhafazakar zihniyet tarafından dışlanmasının gerçek hikayesi.




The Grand Budapest Hotel, http://www.imdb.com/title/tt2278388/reference  5/5


Komedi/Drama: Hayali bir Avrupa ülkesinde Zubrowka Cumhuriyetinde, bir zamanlar göz kamaştıran bir otelin artık bakımsızlıktan ve savaş etkisinden harap duruma düşmesinin hikayesi.






Drama: Dardanne Kardeşlere olan düşkünlüğümü zaten bilirsiniz. Minimalist gerçekçi sinemanın duayenleridir kendileri. Son filmlerinde, depresyon tedavisi gördüğü için işten çıkarılan Sandra'nın bir haftasonunu kapsayan mücadelesi anlatılıyor. Hala her şeyden vazgeçmenin sınırında dolaşan Sandra, iş yerinden bir dostu sayesinde tekrar mücadele etmeye karar verir. Çalışma arkadaşlarının oylaması ile, ikramiye almayı, Sandra'nın çalışmasına tercih eden 16 kişiyi tek tek ziyaret edecek ve ikinci bir oylamada kendine lehinde karar vermeleri için ikna etmeye çalışacaktır.
Sınıfa dair büyük sözleri yokmuş gibi görünen film, Sandra, patron ve çalışma arkadaşları arasındaki ilişki ile bize gerçekten siz ne yapardınız sorusunu soruyor gibi. Herkesin kaybedecek bir şeyi varken ne kadar ahlakçı davranabilirsiniz? Bu mücadelenin Sandra üzerindeki etkisi de ,,, İzleyip de görün bence.





Ünlü matematikçi Alan Turing'in İkinci Dünya Savaşı boyunca, Enigma şifresini kırma mücadelesini anlatıyor.
İnsanlarla alışıldık biçimde ilişki kuramamasının ve buz gibi görünen kişiliğinin altında aslında toplumun baskısından ve kendini başka biri gibi göstermekten bıkmış bir dehanın gerçekliği var.
Benedict Cumberbatch'ın artık rüştünü iyice ispatladığını ve gelecek sinemasında önemli bir yer edineceğini rahatlıkla söyleyebilirim.





İlk anda bana Sofia Coppola'nın Somewhere'ini anımsattı. Bir zamanların holivud yıldızı olduktan sonra git gide şöhret merdivenlerinden aşağı inip, en sonunda filmde Michael Keaton'ın canlandırdığı Riggan'ın da dediği gibi bilgi yarışmalarında bir sorudan ibaret kaldığında kaybolmanın eşiğinde olursun.
Film kendini canlandırdığı hissinden asla kurtulamadığım M. Keaton ve bence sürpriz biçimde kendini oynadığına inandığım Edward Norton'ın bir nevi gerçek hikayesi. Sinemada hiçbir şey olamadıktan sonra bir tiyatro sahnesinde varlık göstermeye çalışan 'kahramanlarımız'ın hikayesi.
Muhakkak izlenmeli.




John Carney daha yönce yönetip yazdığı Once filmi ile hali hazırda en iyi özgün şarkı dalında 'Falling Slowly' ile ödülünü almıştı ki bu yeni filminde yine tek adaylığın aynı alanda olmasına şaşırmıyorum. Filmi izlemeden önce bu kadar doğal ve sıradan bir his ile içinde kaybolacağını açıkçası düşünmemiştim. Belki Once'ın aksine bu filmde holivudun ünlü isimleriyle çalışmış olmasının bunda bir etkisi vardı.
Ama öyle değil.
Ne Maroon5 solisti Adam Levine, Ne Mark Rufolo, ne dünya güzeli İngiliz oyuncu Keira Knightley gözümüze batıyor. Sokaklarda doğal seslerle birlikte müzik yapmaya çalışan bir kadının ve ona destek olmaya çalışan alkolik bir yapımcının hikayesi. Çok şahane!




X-Men: Days of the  Future Past, http://www.imdb.com/title/tt1877832/reference 5/5


Bilimkurgu/Fantastik










Dawn of the Planet of the Apes http://www.imdb.com/title/tt2103281/reference 4/5

Bilimkurgu/Drama, devam filmi. Hakimiyet anlayışı ve korku toplumu, zekasını çalıştırabilen tüm hayvanlar aleminin nihai sonu gibi duruyor.






Drama: Shawn Christensen'in hak ettiği itibarı bulamamış kendi yazıp yönetip oynadığı, senenin saklı kalanlarından muhteşem bir yapım olduğunu söyleyebilirim. Yer yer aklıma Wristcutters  geldi veya yine izleyenler anlayacak, A Single Man endişesiyle izlediğim bir filmdi, her şeyden vazgeçmiş tam bir kayıp kişiliğin, intihar girişimi esnasında çalan bir telefon ile gelişen hikayesi. Bazen hayat gerçekten sürprizlerle dolu. Ayrıca Paul Wesley de bu filmin sürprizlerinden diyebilirim. İzleyin







Bilimkurgu/Aksiyon: Yakın bir gelecekte bir uzaylı birliği dünyanın sonunu getirmek üzeredir. İnsanlık tüm güçlerini birleştirerek bu beklenen sona karşı direnir. Bu birliğe katılan askerlerden bir tanesi etrafında dönen hikaye, askerin kendini bir kısır döngü içinde bulması ve tekrar tekrar aynı felaketi - aynı günü yaşamasıyla devam eder.






Korku: Paris sokaklarının altında 6 milyon ceset var gerçekliğinden yola çıkarak, felsefe taşını ve buna bağlı bir nevi ölümsüzlüğü arayan bir grup gencin hikayesi.






Komedi, artık çocuğunuz mu var, hayat anlayışınız tamamen değişmiş demektir. Klasik bir çocuklu ailenin yeni komşusunun ise münasebetsiz bir avuç üniversiteliden oluşması nasıl karşılanır..komiklik şakalar.




Guardians of the Galaxy, http://www.imdb.com/title/tt2015381/reference  3/5



Bilimkurgu/Fantastik











Gizem/Drama: 5.evlilik yıldönümlerinde eşinin kaybolduğunu fark eden Nick, aynı zamanda bu vakayla ilgili tek tanıktır. Eşini öldürmüş olabilir mi? Tüm ipuçları izleyiciyi hayretler içinde kalacakları bir hikayeye götürür.









Suç/Drama: Bilinmeyen bir zamanda, büyük bir ekonomik bunalım olmuş ve insanlar tüm mal varlıklarını kaybetmişlerdir. Eski asker Eric, tek mal varlığı olan arabasını bir suç çetesine kaptırınca, gerilim dolu bir yol hikayesini başlatmış oluyor.










Komedi: Carly mükemmel bir ilişkisi olduğuna inanmaktadır. Sonunda hayallerinin adamını bulmuştur ve yetenekli bir avukattır. Kate ise mütevazi evliliğinde neredeyse her şeyin yolunda olduğuna inanan umutlu bir ev kadınıdır. Ve sonra daha yirmilerinde olan harika vücut ölçülerine sahip Amber. Tek sorun ortada yalnızca bir erkeğin olması.

Komedi: İkisi de boşanmış, orta yaşlarında, Lauren ve Jim'in öyküsü. Bir şekilde ilk buluşmayı gerçekleştirdikten sonra bir daha asla bir araya gelmemeye yemin eden bu ikilinin yolları, çocuklarının da dahil olacağı bir Afrika ülkesinde kesişir.



Aksiyon/Korku/Gerilim: Bir devam filmi olan Purge Anarchy, 2024 yılında Amerikan Hükümetinin toplum refahı için geliştirdikleri Arınma Politikasının sokaklardaki macerasıyla devam ediyor. Amerika'da suç oranı 0 noktasında. İşsizlik %1'lerde. Bunu sağlayan ise, senede yalnızca 12 saati kapsayan Arınma. Tüm suç serbest. İnsanların bir bölümü bireysel, bazıları çeteleşerek sokaklarda insan avına çıkıyor. Cinayet, hırsızlık, gasp, tecavüz serbest. Tüm polis teşkilatı ve hastaneler bu  12 saatte çalışmıyorlar. Bir siren sesiyle arınma başlıyor ve sabahın ilk ışıklarında yine bir siren sesiyle sona eriyor.




Bilimkurgu/Gizem/Aksiyon: 3 kitaptan oluşan bir serinin ilk filmi. Distopik bir gelecekte, insanlık yine bir virüsle yüzyüze gelmiş. Hafızaları silinmiş bir grup genç gözlerini bir labirentte açar. Kendi isimlerini bile hatırlamayan bu gençlerin hayatta kalma mücadelesi. Üstüne üstlük bir de gerçek dünyada neler döndüğünü çözmek durumundalar.


Bilimkurgu/Aksiyon: Ortalama olarak beyninin %20'sini kullanan yunuslar, dünyanın en zeki canlıları. Ve ateşi bulmaktan, uzaya gitmeye, kitaplar yazmaktan, savaşlar çıkarmaya yetili insanoğlu ise yalnızca beyninin %10'unu kullanıyor.
Ya daha fazlasını kullanabilsedik ne olacaktı?
İnsanın evrimi tamamlandı mı dersiniz? vs.
Güzel bir fikir.







Aksiyon/Bilimkurgu: Gelecekte, iklim koşulları tamamen değişmiş ve bu tüm insanlığın yok olmaya yüz tutmasıyla sonuçlanmış..Yalnızca bir avuç insan Snowpiercer isimli bir trenin içinde sınıfsal bir yönetim altında yönetilmektedir. Hayatta kalmanın bedeli yalnızca ağır değildir. Ayrıca koşullar değişse de haksızlık ve ayrımcılık ve zulüm kendinden hiç ödün vermez. İzlenmeli





Drama: Aslında üzerine konuşulması zor olan filmlerden bir tanesi. Metafizikçi bakış açısı biraz rahatsız etmiyor değil. Ancak Another Earth filminin yönetmeni Mike Cahill'in ikinci uzun metraj filmi olan I origins, Yaradılış taraftarlarının tutunduğu, Gözün tekliği ve eşsizliği üzerine kurulu bir film. İşte o yüzden bir biliminsanı olan Ian, gözün evrimiyle ilgili araştırmaya kendini bu kadar kaptırıyor. Gözün beyinle yani insan olmanın temeliyle bağdaştırırken bir yandan insanın bir yansıması olabilir mi, başka bedende ruh can bulsa bile, göz aynı kalacaktır, hatıralar gibi vs. şeklindeki ruhani söylemden kurtulamıyor. Sinemasal anlamda hoş bir anlatı olmasına rağmen, yine de dini yüceltmesi bağlamında çok sözü olmayan bir film. Bir önceki filmi çok daha iyiydi. Ama bunu da izleyin.








Aksiyon/Bilimkurgu/Gizem: Robert A Heinlein'ın 'All you Zombies' adlı hikayesinden senaryolaştırılan film, iyi bir pardoks hikayesidir. Jane bebekken yetimhaneye bırakılır, hayatı dışlanarak geçer, sonra 18 yaşında bir yabancıyla tanışır, aşık olur. hamile kalır ama yabancı onu terk eder. Kötü bir doğum geçirir ve hermafrodit olduğunu öğrenir ve ameliyat geçirir. Erkek olur. Hastaneden bebeği kaçırılır. Gittiği bir barda, zaman da yolculuk yapan bir ajanla tanışır. Ajan onun yetenekli olduğunu ve ona yardım edebileceğini söyler. İntikam için hayatında bu kadar yıkıma neden olan o yabancıyla tanıştığı zamana geçerler. Jane ile tanışır. Aşık olur... vs.




Drama; Robert D.J'ı kesinlikle severim. Baba oğul hikayelerini de, yalnızca erkek hikayesi oldukları için değil, aynı zamanda tuhaf bir donukluk taşıdıkları için hep ilginç bulmuşumdur. Bir savcı baba, ve avukat oğul ekseninde geçen bir cinayet hikayesi, suçluluk hikayesi.






Drama; Tek kişilik performanslar, altından kalkması zor olanlardır. Yalnızca iyi bir oyuncu olmak değil, soluksuz olarak performansı sürdürebilmeniz de önemlidir. Burada tabii ki en büyük iş senaryoya düşüyor kanımca, çünkü bu kadar aksiyona alışmış izleyici kitlesine bu kadar riskli bir hikaye sunmak, başlı başına övgüye değer. Ve neyse ki, doğru kast ile iyi şekilde kotarılmış olan Locke, büyük itibarını çoğunlukla Tom Hardy'nin güzel performansına borçlu. Hikayesi orjinal bir fikir sunmuyor, veya dramatik yapısı çok güçlü değil, hayatı değişmek üzere olan bir adamın yol hikayesi. Bir şeyleri geride bırakmanın, yeni bir dönemin veya bir bedelin hikayesi. Daha iyi işlenebilir miydi? Belki. Ama Hardy'nin performansı filmin üstünde, izlenebilir.




Komedi: Jon Favreau kendi yazmış yönetmiş oynamış. Ayrıca iyi arkadaşlıklar kurduğu da kesin olan Holivudlulardan. Bu da izleyiciyle arasında bir bağ kurmasına neden oluyor. Chef sıcacık bir mutfak hikayesi, bir baba oğul hikayesi. Bazen gülümsetiyor. Hele ki bu kadar sosyal medya döneminde, bir babanın gözünden tivitırın ne olduğuna ve algısına bir hayli sırıtabilirsiniz. Kastta Robert D.J yazdığına bakmayın. Üç dakikalık bir sahnesi var. Ama yine de bir pazar günü hoş vakit geçirmek için izlenebilir.
Uyarı: Aç karnına izlemeyin :D







Hayal kırıklıkları



The Interview http://www.imdb.com/title/tt2788710/reference 1/5



Exodus: Gods and Kings http://www.imdb.com/title/tt1528100/reference 2/5

Hunger Games: Mockingjay Part 1http://www.imdb.com/title/tt1951265/reference 2/5


The Fault in our Stars http://www.imdb.com/title/tt2582846/reference 2/5









How to Train Your Dragon 2 http://www.imdb.com/title/tt1646971/reference  2/5

Magic in the Moonlight http://www.imdb.com/title/tt2870756/reference  2/5




henüz izlemediklerim ama kesin izleyeceklerim, çok umutlu olduklarımın yanına yıldız koydum:








The Hobbit: Battle of the Five Armies http://www.imdb.com/title/tt2310332/reference










The Theory of Everything   http://www.imdb.com/title/tt2980516/reference *




bonus olarak eski tarihli ama benim bu ay içinde izlediğim harika filmler var






The Dyatlov Pass Incedent http://www.imdb.com/title/tt1905040/reference  4/5

The Broken Circle Breakdown http://www.imdb.com/title/tt2024519/reference  4/5


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder