19 Aralık 2012 Çarşamba

Pursuit of happiness

Yok hayır, yanılıyorsun dostum, bu o senin bildiğin Will Smith'li drama filmi değil.
Türkçe meali, mutluğu arama, peşinden gitme diye çevrilebilir ancak ek bir kelime ile tüm anlamı değişebilir de.
Misal: Right to the pursuit of happiness. Mutluğu arama hakkı. Dünyanın en emperyalist ve kapitalist ülkesi tarafından halkına tanınan, insan hakları beyannamesi ve anayasal haklar bildirgesi ile koruma altına alınan temel haklardan bir tanesi.
Mesela yalnızca bu hakka dayanarak azınlıkların, mesela eşcinsellerin hak taleplerinin gerçekleşmesi, kısmi de olsa bazı eyelatlerdeki kazanımları..
Toplam 4 sayfadan, 7 temel maddeden oluşan 1787 tarihli Amerikan Anayasası'nın beslendiği dört ana unsurdan bahsediliyor.
insanların eşit yaratıldığı
yaşama haklarının olduğu
özgürlük haklarının olduğu
mutluluğu arama ve erişme haklarının olduğu
Tabii ki bu yazıyı okuyan herkes kendi milletine bile ciddi hak ihlalleri uygulayan bir ülkeden bahsettiğimi biliniyor.
Ekonomik gerilemenin Amerikan devlet politikasında yarattığı saldırganlık politikasını nasıl arttırdığını da, bununla beslendiğini ve en büyük hak ihlallerinin bu dönemlerde yaşandığını da..
Bu dünyada demokrasi beşiği olan ve örnek gösterilen başka ülkeler için de geçerli.
Mesela daha çok kimsenin bilmediği İskandinav gerçekliği var.
Kadın hakları ihlalleri, porno sektörü, fuhuş, tecavüz ve ensest üzerine...
İskandinavların en karanlık yönlerinin metal müzik ve ihtihar oranı olduğunu sanan bir milletin evlatları için bu bilgiler şaşırtıcı olmalı, doğru..
Ancak demokratik hakların anayasa tarafından güvence altına alınması ve bağımsız hukuk ile bunu yürütmenin zorunluluğu esnek bir dünya görüşüne açık değildir.
Kabul edersiniz ki, bugün ister fraksyonunuz oligarşi, ister faşist diktatörlük, ister yarı/tam feodal devlet.. fasa fiso hangisini derse desin, temel hakların hiçe sayıldığı ve kaldırıldığı bir ülkede mutlak olan tek şey sonucun insandan yana olmayacağıdır.
Dönemsel hak ihlallerinden bahsetmiyorum dikkatinizi çekerim.
En azından başvurabileceğiniz bir yolun olduğunu bilmeniz bile kısmi bir rahatlığa neden olabiliyorsa, artık o hakkın da elinizden alınmasından bahsediyorum.
Misal bugün kent hastaneleri projesini hayata geçiremediği için güçler ayrılığından şikayetlenen başbakan için bile türk tabipler birliğinden yapılan açıklamada "iyi ki hukuk var" ifadesi kullanılabiliyor.
İşlerliği olsun olmasın, şimdi herkesin ağzında sakız, zaten kuvvetler ayrılığı kalmadı, zaten istediğini atıyor, istediğini görevden alıyor... açıklamaları.
Anayasal haklar ihlal edilebilir, delinebilir, bu insanlıkdışı kabul edilebilir, bunu karşı mücadele edilebilir, hem de buna karşı siyasal, örgütlü, örgütsüz mücadelenin dışında, hukuki anlamda da mücadele edilebilir. Yeterki bir dayanağınız olsun.
Şimdi bir de dayanağınız olmadığını düşünün.
Neyin ihlalinden bahsedeceksiniz.
Neyi örnek, emsal göstereceksiniz.
Korkunç.
Bu laf oyunları, laf ebelikleri korkunç boyutlara geldi, çünkü eğer amacı başka bir gündem yaratmaksa artık baya ustalaşanlar dilin, aklın varmadığı, o kadar da olmazlara kadar gidebiliyorlar.
Eğer bu gerçekçi bir politikaysa ise, artık benim dilim gerçekten varmıyor arkadaşlar..

Eğer anayasal haklar ve hukuk senden yana değilse, misal (hayır Katar'dan, Suudi'lerden falan değil) küçük bir düzünleme örneği ile yine Amerika'dan
1971 Haklar Bildirgesi;
2. madde: İyi teçhiz edilmiş bir ordu özgür bir devletin güvenliği için elzemdir; ancak, halkın silah bulundurma ve taşıma hakkı ihlal edilemez.
*16 yaşından gün almış birisi, herhangi bir izne gerek duymadan Vermont Eyaleti'nde silah satın alabilir, taşıyabilir.
Açın bütün istatistiklere kendiniz bakın. Tüm aslında dış politikasına paralel olan bu anayasal hakkın bazı elzem sonuçları var.
Ve siz anayasayı istediğiniz gibi düzenleyebilirsiniz, ancak bunun sonuçlarıyla siz de bir gün yüzleşeceksiniz. Bunu unutmamak lazım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder